TAVİ (Ameliyatsız Kalp Kapağı Değişimi)

Aort Darlığı Nedir?

Vücuda kan pompalayan kalbin sol karıncığı (sol ventrikül) ile kalpten çıkan ana atardamar (aort) arasındaki kapakçıktır. Aort kapak, romatizmal kapak hastalığı, doğumsal aort kapak anomalisi (biküspit kapak) ve yaşlanmaya bağlı olarak bozulabilir ve daralabilir. Aort darlığı ilerledikçe kalbin sol karıncığı (sol ventrikül) yüksek basınca maruz kalmakta ve ayrıca vücuda pompalanan kan miktarı da azalmaktadır. Sol kalbin yüksek basınca maruz kalması ve vücuda daha az kan pompalanması bir dereceye kadar hastaya sıkıntı vermez. Ne zaman ki aort kapak ciddi derecede daralır, hastanın şikayetleri ortaya çıkmaya başlar.

Aort Darlığı Belirtileri Nelerdir?

Aort kapak ciddi derecede daraldığında hastanın ilk şikayeti genellikle eforla gelişen nefes darlığıdır. Hasta yürüdüğünde ya da merdiven çıktığında nefes darlığı hissetmeye başlar. Yıllar içinde darlık ilerledikçe hasta nefes darlığına ilave olarak göğüs ağrısı da duymaya başlar. Aort darlığı çok ilerlediğinde hastada bayılmalar ortaya çıkar ki bu evreye gelindiğinde hastanın ani ölüm riski de oldukça yüksektir.

Nasıl Teşhis Edilir?

Aort darlığı tanısı, muayene ve ekokardiyografi ile konur. Aort kapak açıklığı normalde 3-4 cm2'dir. Kapak açıklığı 1 cm2'nin altına kadar daraldığında hastanın yakınmaları da belirginleşir ve artık bu kapağa müdahale edilmesi gerekir.

Tedavi Yöntemleri

  • Cerrahi tedavi: Darlığın derecesi belirli seviyeye ulaştığında müdahale edilmesi gerekmektedir. Onlarca yıldır süregelen klasik yöntem açık kalp ameliyatı ile daralmış aort kapağın çıkarılması ve yerine mekanik protez yada biyoprotez aort kapak takılmasıdır.

  • Aort Balon Valvuloplasti (Aort kapağını balon ile genişletme): İleri yaşlarda aort balon valvuloplasti nispeten palyatif bir işlemdir ve genellikle 1 yıl kadar süreyle hastaya rahatlık sağlar. Yüksek riskli olması nedeniyle cerrahi aort kapak değişimi yapılamayan ve hastanın özel durumu nedeniyle TAVİ yapılamayan hastalara aort balon yapılır. İşlem lokal anestezi ile yapılır, hasta uyanık olur ve ağrı duymaz. Kasıktan iğne ile femoral artere girilir ve bir damar kılıfı yerleştirilir. Buradan girilen bir kılavuz tel ve kateter ile kalbe kadar ilerlenir ve daralmış olan aort kapaktan geçilir. Kılavuz tel üzerinden gönderilen özel bir balon aort kapak içine yerleştirilir ve şişirilir. İşlem birkaç kez tekrarlanabilir ve kapak mümkün olduğunca genişletilir. Kılavuz tel ve balon çıkarılır ve işlem sonlandırılır. Kasığa yerleştirilmiş olan damar kılıfı da bir müddet sonra çıkarılır ve girişim yapılan bölgeye baskı yapılır. Hasta 1 gece koroner yoğun bakımda kalır ve taburcu edilir. Birkaç gün istirahat sonrası normal yaşamına dönebilir.

  • TAVİ: Açık kalp ameliyatı yapılamayan ya da ameliyat edilmesi yüksek riskli olan hastalarda aort kapağın cerrahi olmaksızın, hastanın göğsü açılmadan, kasık damarından girilerek değiştirilmesi işlemi TAVİ olarak adlandırılır. TAVi yöntemiyle aort kapak değişimi son yıllarda gelişmiş ve yüksek riskli olduğu için ameliyat edilemeyen hastalar için bir tedavi şansı olmuştur. TAVİ yöntemi yaşlılığa bağlı kapağın kireçlendiği ve yapısının bozulduğu ciddi aort darlığı (dejeneratif aort darlığı) olan hastalara uygulanabilmektedir. TAVİ yöntemi ile takılan kalp kapakları inek ya da domuz kalp zarından yapılan biyolojik kalp kapağıdır. TAVİ yönteminde bu biyolojik kapak, bir stent kılıf içerisine yerleştirilmekte ve kasık damarından girilerek kalbe kadar ilerletilmekte ve kılıf ve stentin açılmasıyla daralmış kapak yerine yerleştirilmektedir

TAVİ Nasıl Uygulanır?

Ameliyatsız aort kapak değişimi operasyonu, genel anestezi ile hasta uyutularak yapılmaktadır, doktorun uygun görmesi durumunda derin sedasyonla da (yarı uyanık diyebiliriz) yapılabilir. İşlem hastanın Masaya alınmasından uyandırılmasına kadar genellikle 2 saat kadar sürer. İğne ile kasık bölgesinden geçen atardamara (femoral arter) girilir ve işlem boyunca kalacak olan yeni kapakçığın geçebileceği kadar genişlikte 6 mm dammar kılıfı yerleştirilir. Daha sonra bu kılıf içerisinden uzun bir kılavuz tel kapağa gelinceye kadar damar boyunca kalbe doğru ilerletilir ve daralmış olan aort kapaktan geçirilir. Bu kılavuz tel üzerinden gönderilen bir balon daralmış aort kapakta şişirilerek, yeni kapakçığın geçebileceği kadar bir açıklık sağlanır. Balon çıkartıldıktan sonra yine kılavuz tel üzerinden gönderilen yeni kapakçık yerine yerleştirilir. Bu işlemler sırasında kan basıncını düşürmek amacıyla kalp geçici kalp pilli ile 20 saniyeyi geçmeyen sürelerle 180 hızında çalıştırılır. İşlemin sonunda kılavuz tel çıkarılır. Kasığa yerleştirilmiş olan damar kılıfı da çıkarılır ve girişim yapılan bölgeye birkaç dikiş atılır.

Bazı hastalarda kasık damarının görülerek işlem yapılması gerekir ve bu bölgeye 5 cm kadar bir cerrahi kesi yapılır ve işlem sonunda dikilir. Kasık damarında darlık ya da tıkanıklık olduğunda tüm bu işlemlerin kol damarından girilerek ya da göğüste 4-5 cm’lik küçük bir kesi yapılarak kapak değiştirme işleminin yapılması da mümkündür. Hastalar TAVİ işleminden sonra 1 gece yatakta kalırlar ve sabahında ayağa kalkabilirler takip eden 1-2 gün daha gözlem amacıyla koroner yoğun bakımda kalmaları gerekebilir.

Kimlere TAVİ Yapılabilir?

Ameliyatsız aort kapak değişimi öncelikle, açık ameliyatı kaldıramayacak, yüksek riskli hastalara yapılabilir. Ayrıca genel durumu iyi olan ve açık ameliyat yapılabilecek bazı aort darlığı hastaları da özel durumları nedeniyle TAVİ adayı olabilirler. İleri yaşlı, akciğer, karaciğer veya böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalar ya da önceden başka bir açık kalp ameliyatı geçirmiş olanlar, TAVİ yapılması için uygun olabilirler.

TAVİ İşleminin Riskleri Nelerdir?

Bu işlemde ölüm ve maluliyet riski kardiyolojide kullanılan diğer anjiyografik tanı ve tedavilerine göre daha yüksektir. Ancak TAVİ yönteminin ameliyat yapılamayan ya da ameliyat riski çok yüksek olan hastalarda yapıldığı ve mevcut hastalığın zaten başka türlü tedavi şansı olmadığı unutulmamalıdır. TAVİ işleminde ve takip eden 30 günde ölüm riski % 3-5 kadardır. Yine işlem sonrası 1 aylık sürede küçük ya da büyük felç geçirme riski % 3-4 kadardır. Ölüm ve felç geçirme dışındaki riskler büyük ölçüde tedavi edilebilir risklerdir.