Paravalvüler Kaçak (Protez Kapak Kaçağı) Nedir?
Kalp kapakları, kanın kalpte doğru yönde akmasını sağlayan yapılardır. Doğuştan ya da sonradan gelişen kapak hastalıkları nedeniyle bazı hastalara yapay (mekanik veya biyoprotez) kapak takılması gerekebilir. Ancak nadiren de olsa, bu tür kapak değişimlerinden sonra, kapağın kalp dokusuna tam olarak yerleşmemesi ya da zamanla dikişlerin birkaçının kopması sonucu kapak çevresinden kan sızabilir. Bu duruma paravalvüler kaçak (veya protez kapak kaçağı) adı verilir.
Paravalvüler kaçak, bazı hastalarda belirti vermeyebilirken; bazılarında ciddi nefes darlığı, halsizlik, çarpıntı, kalp yetmezliği belirtileri veya kansızlık (hemolitik anemi) gibi şikâyetlere yol açabilir. Kaçağın büyüklüğü ve hastanın genel durumu tedavi kararını belirlemede önemlidir. Hafif sızıntılar takip edilirken, ciddi kaçağı olan hastalarda kapalı yöntemle (kasıktan, damardan girilerek) paravalvüler kaçak kapama işlemi yapılabilir.
Paravalvüler Kaçağın Belirtileri ve Tanısı
Paravalvüler kaçak, her hastada belirti vermeyebilir. Ancak orta veya ciddi düzeydeki sızıntılar, özellikle zamanla kötüleşme eğilimi gösterebilir. En sık görülen belirtiler:
- Nefes darlığı (özellikle eforla artan)
- Çabuk yorulma ve halsizlik
- Kalp çarpıntısı
- Ayak bileklerinde şişlik
- İnatçı kansızlık (hemolitik anemi)
- Sarılık (nadiren, hemolize bağlı)
Tanı, genellikle kalp kapağında üfürüm duyulması veya hastanın yukarıdaki şikâyetlerle başvurması sonrası yapılan görüntülemelerle konur. İlk basamakta ekokardiyografi (TTE) kullanılsa da, paravalvüler kaçakların tanısında altın standart yöntem transözofageal ekokardiyografi (TEE), özellikle de 3 boyutlu TEE’dir. TEE işlemi ultrason ile kalbe, yemek borusundan bakılması işlemidir. Bu yöntem sayesinde kaçağın yeri, büyüklüğü ve şekli detaylı olarak belirlenebilir. Gerekli durumlarda kalp tomografisi (CT) veya anjiyografi ile ek değerlendirme yapılabilir.
Paravalvüler Kaçak Kapama İşlemi Nasıl Yapılır?
Ciddi paravalvüler kaçakların kapatılması, eskiden sadece açık kalp ameliyatı ile mümkündü. Ancak günümüzde uygun hastalarda, anjiyografi temelli kapalı yöntemlerle bu sorun güvenli ve etkili şekilde tedavi edilebilmektedir. Bu işleme paravalvüler kaçak kapama (paravalvular leak closure) denir. İşlem, genellikle kasık bölgesinden girilerek yapılan bir anjiyografik girişimdir. İnce bir kateter yardımıyla kalbe ulaşılır ve kaçağın olduğu bölgeye özel olarak tasarlanmış bir kapanma cihazı (occluder) yerleştirilir. Bu cihaz, kaçak olan boşluğu tıkar ve kan sızmasını durdurur. İşlem süresi ortalama 1–2 saat arasında değişir. İşlem sırasında çoğu zaman sedasyon veya genel anestezi uygulanabilir.
Bu yöntemin en büyük avantajı, tekrar açık kalp ameliyatına gerek kalmadan, daha düşük riskle ve daha kısa iyileşme süresiyle tedavi imkânı sunmasıdır. Uygun hasta seçimi ve deneyimli bir ekip tarafından yapılması başarı şansını artırır.
Operasyon Sonrası Takip
Paravalvüler kaçak kapama işlemi sonrası hastalar genellikle 2-3 gün içinde taburcu edilebilir. İşlem sonrası dönemde hastaya bir süreliğine kan sulandırıcı tedavi verilebilir. İlk günlerde hafif göğüs ağrısı, yorgunluk ya da çarpıntı hissi olabilir ancak bu şikâyetler genellikle kısa sürelidir. Takipte düzenli kalp görüntülemeleri yapılır ve cihazın yerinde olup olmadığı, kaçağın tamamen kapanıp kapanmadığı değerlendirilir. Başarılı işlemlerde, haftalar içinde hastaların şikâyetlerinde belirgin düzelme görülür ve yaşam kalitesi artar.
Sonuç
Paravalvüler kaçak, yapay kalp kapağı olan bazı hastalarda karşılaşılabilen bir durumdur. Her kaçak tedavi gerektirmese de, ciddi sızıntılar hastanın yaşam kalitesini bozabilir ve kalp yetmezliği gibi sorunlara yol açabilir. Neyse ki günümüzde bu durum, açık ameliyata gerek kalmadan, kateter temelli yöntemlerle başarılı şekilde tedavi edilebilmektedir. Eğer sizde ya da bir yakınınızda bu tanı konduysa, bir girişimsel kardiyoloji uzmanı ile görüşerek uygun tedavi seçenekleri hakkında bilgi almanız faydalı olacaktır.